“İstemiyorum yahu, istemiyorum. Daha fazla bu sıkıcı işte çalışmak istemiyorum. Anlamıyor musunuz? Mutsuzum ya.” Her zamanki serzenişlerimden biri daha. İnsanın sevmediği bir işte çalışması, gün sonunda “bu günü de atlattık” demesi ne kadar korkunç bir şey.
Daha fazla mutsuz olup, hem kendime hem de çevreme işkence etmek istemiyorum. Bırakmak istiyorum işi. Ama korkuyorum da, iş bulamamaktan, dibe gitmekten korkuyorum. Ama ertelemek de istemiyorum. Bir bahar geçti, yaz geçti. Ben bunların farkına varamadım.
Kendimi büyüme işine öyle kaptırdım ki, iş güç, kariyer derken kendimi öyle bir çevreledim ki, zamanın nasıl geçtiği unuttum. Yaşamam gereken şeyleri öyle erteledim ki. Daha fazla ertelemek istemiyorum. Bir karar vermem gerek. Hayatımı etkileyecek bir karar. Ya bu işte kalıp mutsuz olmaya hayatımı ertelemeye devam edeceğim, ya da işten ayrılıp yeni bir hayat için gerekli şeyleri yapacağım. Kendime zaman ayırıp, daha mutlu olmaya çalışacağım.
Bir karar vermem gerek sadece. Önümde ikiye ayrılan bir yol var. Sağdan gidebilirim ya da soldan. Sağdan gidersem daha mutsuz olabilirim, soldan gidersem karşıma karanlıklar çıkabilir. Ama er ya da geç bu karanlıklarla yüzleşmek zorundayım. Korkularımla yüzleşmeliyim. Kendi şeytanlarımla yüzleşmeliyim ki onları alt edebileyim. Kendimi kanıtlayabileyim.
Bir yol. Bir karar. Bir hayat. Her şey buna bağlı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder