12 Ekim 2011 Çarşamba

- that was perfect -

olmadık zamanlarda olmadık şeyler gelir aklıma. mesela dün gece the return diye bir film geldi. sinema yazarları ödülü mü almıştı ne? hatırlayamadım şimdi, rus filmiydi, yönetmen nuri bilge'yi andırıyordu. nuri bilge'yi sevemeyen ben nedense sevmiştim o filmi. iki kardeş, yağan yağmur, yıllardır ortada olmadan babalarının birden dönüşü, bir yola çıkmaları, babaları mı ölmüştü ne?

bazen bazı şeyleri hatırlamakta zorlanıyorum. oysa ki ben değil miydim iğrenç bir fotoğraftik hafızaya sahip olan?

dün gece o filmi bulup tekrar izlemek istedim.

yağmur yağarken oturup yağmur yağan br film seyretmek istedim.

-------------------------------------------------------------------

bu işareti yapmaya o kadar alıştım ki! ortasına bölüm sonunu da yazdım mı olay tamam!

bölüm sonu!

bölüm başı!

çıbanın başı!

----------------------------------------------------------------------

birkaç hafta önce kars'daydım ben.

kars bir serhat şehrimiz. gazi kars, şanlı kars.

kars kalesine çıktın mı bir kez daha gelirsin dedi kahveyi getiren adam.

gelir miyiz dedim babama, geliriz tabi dedi.

gideceğim sanırım gene.

hem kars'a, hem ağrı'ya, hem de van'a.

birkaç ay içinde tekrar yollarda olmak hayaliyle yaşıyorum bilog!

hayallerle yaşıyor bazı insanlar be bilog!

hayallerde yaşıyor bazı insanlar be bilog!

ben de hayallerde ve hayallerle yaşıyorum!

onlar olmazsa sıçarım o ayrı!

-------------------------------------------------------------------

geçen hafta ne iş yapıyorsunuz sorusuna, .......... olduğumu söylüyorlar dedim.

bu cümledeki ............ boşluğu tamamlayınız, doldurunuz.

sonra da ekledim, demented loser olarak tanımlıyorum ben kendimi diye.

i've been living like a demented loser for ages dedim, anlamadılar güldüler, espri yapıyorum sandılar.

halbuki espri değildi.

tutunamayan olduğumu kabul etmem neden bu kadar tuhaf geliyor ki?

--------------------------------------------------------------------------------

bored to death'in yeni sezonu başladı.

uzun zamandır bir dizi karakterini kendime bu kadar benzetmemiştim.

dizi karakterlerini severim, öykünmem ama severim.

ama jonathan ames, oh cizız! yandan yemişi gibiyim adamın!

---------------------------------------------------------------------------------

bir işi yaparken ilham gelmesi!

yazar tıkanıklığı var be bilog!

coen'lerin yalanı olduğunu düşünürdüm hep!

meğersem varmış!

bir şeyi yazarken başka bir şey için ilham gelebilirmiş!

-------------------------------------------------------------------------------

geçenlerde birine demented loser olduğumu söylediğimde bana ed wood gibisin, ne kadar eğlenceli dedi.

iyi mi kötü mü ne dedi bilemedim.

ed wood?

eğer bir gün ed wood olacaksam tamamdır o zaman be bilog!

Hiç yorum yok: