16 Ekim 2010 Cumartesi

bak seennn

just because i'm losing does'nt mean i'm lost der coldplay'a selamımı çakarım. İ'm not lost ulan bu böyle biline, he bilenler bilmeyenlere anlatsın, tell the jesus the bitch is back!

ne var ne yok diyeceksiniz, anlatayım hemen, hemmen gossip girllüğe başlayayım, zaten geçen gün rüyamda queen b olmuştum ve herkese "you don't know whom you are talking to, just be careful" diye ayarı veriyordum. ki normalde de veririm ayarı çok damarıma basılırsa, evet böyle sessiz sakin şirin dururum ama ne yazık ki öyle değilim, dedim ya içimde küçük bir blair bitch var, royal bitch. neyse ne diyordum, neler oldu heh evet. wilson'ı hepimiz biliyoruz zaten, artık konuşmuyoruz, konuşmak da istemiyorum bu konu hakkında. sonra ne var, kesilen mesajlar var, haha evet kesilen mesajlar birden bire çatt diye kesildi mesajlarım. arayansa annemdir mesajsa turkcell'dir olayına geri döndüm, kısmeth. sonra mesajlar gibi msn'in ortasında gidenler var, böyle uzun zamandır konuşmadığım ama konuşunca süper konuşulan esskiii arkadaşların konuşmanın orta yerinde çat diye gitmesi var, o da enteresan tabi. sonra uzun zamandır konuşulmayan eski bir arkadaşın telefona asistanını çıkartması ve toplantıda dedirtmesi var. toplantııı oh jesus! asistan! ne zaman oldu lan bütün bunlar! bütün bunlar olurken ben nerdeydim aceba? uyuyor muydum esteban, hiç sanmıyorum alihandıro!

evet haklısınız katılıyorum size diyorum ama gülmekten! çok şahane, çok eğlenceli!

bir zamanlar öyle ayar verdiğimde ciddi ciddi üzülürdüm sonra oturup niye yaptım ki gerek yoktu diye ama şimdi daha iyi anlıyorum ki iyi yapmışım.

that woman deserves her revenge and we deserve to die demişti kill bill 2'de, ne filmdir o da be arkadaş!

neyse hepimiz biliyoruz zaten: edie finnerty'nin muhteşem bir kaderi var!

Hiç yorum yok: