Şimdi muhtemelen başlığı okuduktan sonra "yok artık bi bu kalmıştı edie, koroyo da girdin tamamdır" diyebilirsiniz ama yok yanlış anlamayın, başlığa bakıp aldanmayın, koroya filan girmedim, bu sesle istemesem de giremem zaten, belki çocuk korosu olur ama o da boydan kaybederim. Aman neyse, heh ne diyordum ben yurttan sesler korosu, evet sevgili güzel blogum geçenlerde dolabımı düzelttim, her ne kadar düzensiz bir insan olsam da ben de arada- 2 senede bir, şaka lan şaka- dolabımı düzeltiyorum. Geçenlerde üniversitedeki defterlerimi kitaplarımı notlarımı filan buldum, inatla saklamışım ne biçim bir manyaklık bir sınav korkusuysa bendeki, sanki hocalar kapımı çalıp "söle bakalım edie" diyecekler de saklamışım işte. Neyse yahu lafı amma da dolandırıyorum- bu aralar hep böyleyim canım, ben de anlamadım gitti- işte o defterlerin arasında bir yazıya denk geldim. Başlığı "Yurttan sesler korosu", yazı içimdeki arkadaşları anlatıyor- şimdi burada yanlış anlaşılma olabilir gene, hayır hamile değilim ve hayır psikozlu da değilim- bu yurttan sesler korosunu okudukça Parmak Kadınları geldi aklıma Elif Şafak'ın. Meğersem ben yıllar önce yazmışım içimdeki arkadaşları da haberim yokmuş.
Velhasıl kelam şimdi nerden geldin buraya be kızım, iyice zıvanadan çıktın sen diyeceksiniz, diyin valla, iyice çıktım, bir saçmalamak ki pir saçmalamak o derece yani. Şimdi geçenlerde bloga yazdığım yazıları okudum da içimdeki yurttan sesler korosuna Ayşe Egesoy'la İclal Aydın karışımı bir yaratık kaçmış, çok korkuyorum be blog. Ya Cezmi Ersöz benzeri bişey kaçarsa diye.
Yeminlen yazdığım son yazılar İclal Aydın havasında, hele bir de Ayşe Egesoy'un o buğulu sesiyle okursanız evlere şenlik oluyor.
Derhal titreyip İclal cunyırlıktan kurtulmalıyım, hiç hoşuma gitmedi!
İclal çık dışarı, Ayşe otur sıfır!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder