Bayılıyorum böyle durum değerlendirmeleri yapmaya, aylık yıllık rapor çıkarmaya, hatta bazen düşünüyorum ulan gidip bu işimi yapsam acaba diye ama sonra vazgeçiyorum şimdi benim yaptığım raporu beğenmezler, bu ne be filan derler ben de sinirlenirim de iş yerini yıkarım filan diye ondan yani.
Neyse çene açıldı maşallah susmuyor makineli tak tak durmadan konuşuyorum bu aralar ki aslında bu iyi bir şey sanırım İclal cunyırlıktan yavaş yavaş kurtuluyorum. Şimdi lafı fazla uzatmadan yaz mevsiminin durum değerlendirmesine geçmek istiyorum, ziyadesiyle fazla konuştum çünkü bari rapora geçeyim.
Efenim raporumuza Nisan ayı ile yani bahar mevsiminin popo donduran ahmak ıslatan ayı ile başlamak istiyorum.
Nisan: Bahar mevsiminin bence en sevimsiz ayı kendisi, 23 Nisan var kızım oh tatil diyorsunuz ama tatil matil yoktu anacım bizde. Mal gibi geçmişti ay valla, tertibin buhranları kaprisleri filan, ay şimdi aklıma geldikçe gidip kafasına gözüne patlatasım geliyor.
Mayıs: Gelince bahar ayları gevşer gönül yayları. Hıdrıllezdir, işten ayrılacağım tutmayındır, tertibi bırakacağım dayanamıyorumdur böyle geçti bu ay da. Tertiple yolları ayırdık, söz de ama.
Haziran: Ben doğdum, Maykıl öldü. Nasıl üzüldüm anlatamam valla. Ah ulan Maykıl dünya sana bile kalmadı ne üzüleyim ben daha bu salak hayata, rahvan gitsin anam! Evet bu ay mottom böyleydi, biraz buhranlı, tertiksi hayvan olmak istiyorumdu, yok tembel hayvan olayımdı öyle geçti filan.
Temmuz: B'nin verdiği Çekim Yasası hani şu hadiii lenn dediğim kitabı okudum, ben diyeyim bin kaplan siz diyin on bin kaplan gücüne geldim. Böyle hayat varmış yahu dedim, yavaş yavaş kafamdaki sorulara cevaplar buldum.
Ağustos: İşi bıraktım, vallahi de bıraktım, ayh dedim bi daha mı yaşayacağım be, napim parasız kalırım ama kral olurum dedim işi bıraktım. Kısa bi tatile gittim, kuzeni evlendirdim.
Eylül: Yeni biriyle tanıştım, şimdi waouuw pislikkkk bize niye söylemedin diyorsunuz valla pek önemsemedim açıkçası ondan yani yoksa ne söylemicem be aşkolsun ya!
Kendisi üzerime pek fazla düştüğü için allam dedim olmaz ben yapamam bununla ve de bırak boş kalsın elim yol yakınken dönelim arkadaşım ol yeter böylesi daha güzel dedim kendisine. Valla dedim, inanmazsanız inanmayın aynen bu cümleyi kurdum kendisine. Gerçi o ilk önce şarkı söylüyorum sandı ama sonra ciddiyetimi anladı. En yakın arkadaşım evlendi, düğünde şampanya içmeme kararı aldım, bu meret bana dokunuyor içimdeki maymunlarla şebekler çıkıyor ortaya. Giyinmişim iki dirhem bir çekirdek başladım oryantele ulan olacak iş mi, yakışıklı delikanlılar var etrafta ben çengi gibiyim, çok utandım be blog öyle böyle değil.
Ekim: Ay güzel başladı. Yeni öyküler yazmaya başladım. Bakalım devamı nası olacak. Gelişmelerden haberdar edeceğim sizi merak etmeyin.
Hee bu arada kız edie tertip noldu hiç haber var mı diyeceksiniz, var var olmaz olur mu hiç!
Tertiple bir kankayız ki sormayın gitsin, naber diye aradı geçen gün dumurlara uğradım, haa sen ne hissediyorsun eğer diye sorarsanız eğer his mis yok anacım, tertip hakkaten tertip oldu yani! Enseye şaplak durumu yani.
İşte böyle canlarım gelişmelerden sizi haberdar edeceğim. İclal çıktı mı ne?
3 yorum:
" bırak boş kalsın elim yol yakınken dönelim arkadaşım ol yeter böylesi daha güzel "
inanıyorum da edie...
biri bana bunu sölese...
napardım bilmiyorum valla.
ay düşünemedim...
:)))
hüüü diye zırlardım heralde....
fenasın...
fena.
:)
yapılır mı efenim bu delikanlı adama...
ay yazık ya.
kıyamam.
aynen bu cümleyi kullandım.
ne düşünüyorsun dedi ben de bırak boş kalsın elim, yol yakınken dönelim, arkadaşım ol yeter böylesi daha güzel dedim. önce deniz seki söylüyordu di mi o şarkıyı dedi ben de evet ama şimdi ben söylüyorum dedim. anlaması biraz zaman aldı ama anladı.
hayat fena ben değilim :)))
:)))
ah ya edie...
ay ne diyim ben sana...
deniz seki mi dedi?
ah ya...
neise efendim biz kız tarafıyız nihayetinde...
napalım...
hayat fena madem.
:)
Yorum Gönder