11 Temmuz 2012 Çarşamba

arkadaşlar iyidir.

e'ye ev bulduk. bu hafta artık taşınıyor. insan isteyince oluyormuş değil mi diyor bana e bakıp bakıp. negatlıktan vazgeç artık, güneş yakında bir başka doğacak diyor. gülüyorum. ben zaten çoğu şeye gülüyorum. ama bu aralar değil. bu aralar hüsnü'ler geldi. hüsnü kuruntu çok sevdiğimiz bir aile dostumuzdur. e'nin evi bana çok yakın, bir dolmuş pırt ordayım, bir dolmuş pırt  bende. onun artık yakında olmasına seviniyorum esteban. çünkü insan arkadaşını, sevdiğini, dostunu, kardeşini yakınında isteyebiliyor. bu doğal. mesela elf londra'ya gittiğinde aylarca boğazımda bir düğümle dolaşmıştım. sonra o düğüm çözülmüştü. sonra bir başka olayda ki olayı burda anlatacak değilim esteban bu kadar meraklı olma. biliyorum meraklı bir kedisin ama çok merak iyi olmayabiliyor, hayır inatçı bir keçi de olma esteban, keçi sütü güzel ama keçi olma esteban, illa bir hayvan olmak zorunda değilsin esteban. istirham ederim bölme beni. evet ne diyordum, laf kaynadı.  heh bir keresinde karnıma bir yumruk yemişim gibi hissediyordum. o yumruk günlerce geçmemişti. ben her karşıdan karşıya geçtiğimde dikkat etmemeye, yeşil ışıkta geçmemeye özen gösteriyordum. ben yaparım arada öyle, heyecan oluyor. ama sonra o yumruk da geçti. yani diyeceğim o ki esteban, mesafeler çözülebiliyor, isteyelim yapalım. gün güneşli, insanlar neşeli, verelim el ele dostluk ve sevgi yani esteban.

esteban biz buraya nerden geldik kuzum?

uzaklık, e'nin yakına taşınması filandı konumuz. evet esteban, taşınmadan geldik buraya. taşınma demişken eski ev yıkılmış esteban biliyor musun? aylar oldu sadece bir kere uzaktan gördüm kendisini. sokağa girmeye cesaret edemedim. edersem belki her şey değişir esteban. ben korkularımla yüzleşirim ve ben başka bir ben olurum, he esteban. tamam esteban kalkıyorum bu koltuktan, nerden aldık biz bunu pek rahatmış. insan birden böyle bir oh nasıl desem, rahatlama değil ne bileyim, çocukluğuma mı indim naaptım ben şimdi esteban.

esteban, ya da diğer adınla rıfkı, rıfkıcığım nasılsın? neler yapıyorsun? sormuyorum değil mi neler yaptığını, nasıl olduğunu hiç. sormuyorum evet, kötü biriyim sanırım az biraz. halbuki insan sormalı karşısındaki nasılsın, neler yapıyorsun, ne var ne yok. ara ara da sevdiklerine seni seviyorum demeli bence. bu önemli bir şey. dilimiz aşınmaz estebancığım, diyelim. seni seviyorum esteban. canım çok tatlısın.

ne diyordum? unuttum gene. kafa gitti bum bum bum. e. beni negatlıktan kurtarmaya çalışıyor, kurtarma demeyelim de bir nevi işte bırakma gibi. aklıma gelen her negatif düşüncede şarkı söylemeye başlıyorum. karşı taraf telefonu açmadı, ölmemiştir merak etme o sırada pırt şarkı giriyor devreye. bu iş nolucak, neden böyle oldu, düşünme edie pırt şarkı girsin, gel sezenciğim şöyle. güzel de oluyor bir repertuarım var ki sormayın. sesim pek mık mık ama olsun. idare eder ne sesler var arkadaş.

esteban, yine başladı sıcaklar. sıcaklar ve soğuklar başlayınca benim hava su muhabbetim başlıyor. çok sıcak, of, çok soğuk of. ne kadar sıkıcı biriyim mi acaba anlamadım ki ben şimdi kendimi. zaten anlasam şaşarım o da ayrı.

o değil de esteban, arkadaşlar iyidir biliyorsun değil mi? seni merak ederler, seni severler, salakça bir şey yapınca sana kızarlar, sen de onlara kızarsın, ben genelde küfür kafir biri olduğumdan dümdüz giderim, sonra dilimi ısırırım ve anlarım ki aslında dedikleri doğru. dediklerin doğru yani e. tamam uygulamaya geçiyorum.


esteban ya bir şey soracağım, güneş yağı kokusu gelmesi burnuma normal mi? snaps aralıklarım kireçlendi de ondan mı bütün bunlar? he ne diyorsun? soruversene doktora? doktor doktor, bileklerim şişiyor. ama o da bir şey mi, zaman zaman kalbim midemde atıyor, büyüyor büyüyor durduramıyoruz efendim. o sırada bir şarkı geliyor aklıma. zaten bu şarkılar olmasa halim harap.

işte böyle esteban. bende durumlar böyle.

saçlarım uzuyor. kestirmeye üşeniyorum. atalet mülkün temelidir diyorum, saçlarımı topuz yapıyorum. tek kulağım kepçe olmasına rağmen kötü durmuyor. bazen kalem takıyorum, sert haşin ve gaddar olduğumdan kafama batıyor. o da bir şey mi ayol, geçen elime makas saplanıyordu!

çok sakarım esteban çok. geçen sene de gözüme rimel sokmuştum. bu sene de makas saplıyordum. böyle az biraz saplandı hatta yani. ama kesilen bir yanım yok merak etme estebanım.

öyle işte, hadi kaçtım ben.

1 yorum:

Yeliz dedi ki...

hatirliyorum o rimel hikayeni :) dikkat et Edicanim sana bisi olmasin,gonlunu de ferah tut.Arada sirada olsa da guzel gunler goruyoruz,gunesli gunler ...