11 Kasım 2007 Pazar

YENİ BİR İŞ, YENİ BİR BEN YENİ BİR İŞ, YENİ BİR BEN

Yeni bir iş bulmadan, işten ayrılamam dedim kendime. Yeni, daha iyi yerler aradım. Sonunda buldum dedim. Görüşmeye gittiğim ajansın sahibi öyle iyi ve sevimli gözüktü ki gözüme bu iş oldu dedim. Aradığım ajansı buldum. İşe kabul edildiğime dair telefon geldikten sonra, patronuma işten ayrılacağımı söyledim. Neden, memnun değil misin, kal diye tepkiler beklerken pekâlâ muhasebeye uğra o zaman dedi bana. Aslında biraz üzülüyorum. Kendi isteğimle bile olsa, ayrılıkları sevmiyorum. Sessiz sedasız ayrılmayı seven biriyim ben. Çaktırmadan, fark ettirmeden kaybolmayı seviyorum. Yokluğum anlaşılmasın. Arkamdan konuşulmasın.
Pazartesi günü yeni bir ajansta yeni işime başlıyorum. Ne muazzam.

Pazartesi sabahı, korkunç bir karın ağrısı ile uyanıyorum. Aman yarabbi, bu ne ağrı böyle. Öleceğim sanrım. Yerçekimine karşı koyamıyorum. Kadın olmak ne zor iş. Yeni bir başlangıç yapmak üzeresin, yeni işinin ilk günü, sabah korkunç bir ağrı ile uyanıyorsun. Dolayısı ile işe gidemiyorsun. Ne sinir bozucu bir şey.
Salı günü ağrı biraz daha azalmış. Yeni işime gitmek için sabırsızlanıyorum. Her şey çok güzel olacak. Yeni bir işim olacak, Asiye ile aram düzeldi, Serkan ile ilişkim muazzam. Her şey dört dörtlük. Neşe içinde uyanıyorum. Giyiniyorum evden çıkıyorum. Beşiktaş’tan otobüse bineceğim. Yol biraz uzun mu ne, yok yok sinirimi bozmaya, keyfimi kaçırmaya gerek yok. Evet, uzak ama olsun böyle olmasını ben istedim. Evden uzak olsun dedim. Daha rahat ederim dedim.

Hiç yorum yok: