23 Haziran 2008 Pazartesi

yANıLSaMa

Burada yazanların hepsi bir yanılsama aslında.

Tıpkı hayat gibi.

YA-NIL-SA-MA

Puf



Kedi olmak vardı şu hayatta...

Eli Stone



I believe you eli...

İsimsiz

işte sana, yeryüzündeki görevinin tamamlanıp tamamlanmadığını anlaman için bir test:

eğer yaşıyorsan, tamamlanmamış demektir.

Hakettiği Kadar Değer Herkese

Hakettiği kadar değer vereceksin insanlara. Herkese hakettiği kadar. Ne eksik, ne de fazla. Olması gereken olmalı. Üzülürsün yoksa, kırılırsın. Kırıcıdır insanlar, pislerdir, çirkinlerdir. Güvenmek istersin elbette ama sakın güvenme insanlara. Acımasızdır onlar, düşüncesizdir, bencildir. Sen de bencil ol, unutma sen değerlisin bu dünyada. Sevme onları. Ne çirkinlikler vardır o maskelerin altında bir bilsen. Korkarsın, saklanmak istersin görsen eğer. Güvenme, üzülürsün, kırılırsın, incinirsin sonra.

Hakettiği değer, unutma bunu. Küpe yap kulağına, kolye yap boynuna. Yalnızsın bu hayatta. Etrafın kalabalık bile olsa yalnızsın aslında. Sakinlik iyidir hem, yalnızlık güzeldir. Acınası olanlar asıl onlardır unutma.

Bak onlara tepeden, inme yanlarına. Gül geç laflarına. Acıtır onların sözleri, iğne gibi batar.



İki metre hayat. İki metre yol, iki metre gün, iki metre toprak.

9 Haziran 2008 Pazartesi

Poor Little Rich Girl...

Manipulatif olduğu kadar kırılgan, nefes aldığı süre boyunca hem karşısına çıkanların hem de kendi kalbini kıran, hayatı üzüntüler ve buhranların arasında nereye ait olduğunu bilememekten kaynaklanan ikilemlerle geçen, çıkışı da yükselişi kadar nefes kesen bir heyecanla izleyen bu küçük kadının adı edie sedgwick.

Kimilerine göre hüzünlü ifadesi olan kibirli bir kaltak, kimilerine göre bir stil ikonu, Andy'nin ilham perisi. Ama o nereye ait olduğunu anlamakta zorluk çeken küçük bir kadın.

New York'un lüks mağazalarından derlediği imajıyla, naif olduğu kadar femme fatale'liği ile birçok şarkı sözünde anlatılan edie'yi birkaç sene önce rastgele bir şekilde farkettim.

Siyah beyaz çizgili tshirtlu, siyah taytlı, koyu maskeye benzer makyajı ile- ki kanımca ifadesini saklamak için kullandığı bir maskeydi o makyaj, kısa oğlan çocuklarına benzeyen saçları ile görmüştüm ilk onu. Daha önce hiç bir kimsede görmediğim bir ifade vardı bu küçük kadının gözlerinde, gözlerim gülüyor mu diye sorarken bile hüzünlüydü aslında o.

Söylemek istedikleri vardı, söyleyemedi, yanlış anlattı, yanlış anlaşıldı. Nedenlere sığındı, 28 yaşındayken hayattan çekip giderek asiliğini bir kez daha gösterdi.

Büyümek istemediği halde birden büyüyen bir kızdı o, gördükleri şaşırmasına sebep oldu. Şaşırdı, tuhaflaştı ve buharlaştı.


Fotograf: listal.com

7 Haziran 2008 Cumartesi

Ben Bazen...

Ben bazen bağırmak istiyorum sokağın ortasında insanlara
Hepiniz malsınız diye
Ben bazen çığlık atmak istiyorum
Hepimiz öleceğiz diye
Ben bazen ağlamak istiyorum
Hıçkıra hıçkıra
Ben bazen gülmek istiyorum
Deli gibi kahkahalar atarak
Ben bazen dövmek istiyorum insanları
Kafalarını yararak
Ben bazen susmak istiyorum
Avazım çıktığı kadar
Ben bazen kaybolmak istiyorum
Kimsenin beni bulamadığı bir yerde
Ben bazen düşünüyorum da
Çok fazla düşünüyorum
Ben bazen diyorum ki
Bir de şöyle düşün, hiç birşey düşünme...

Doğum Günlerinden Hiç Hoşlanmam.

Tıpkı haftasonlarından hoşlanmadığım gibi doğum günlerinden de hoşlanmam ben. Kendi doğum günüm ya da bir arkadaşımın doğum günü olduğu farketmez. Haz etmem, hoşlanmam, sevmem. Sevimsiz, gereksiz bulurum.
Ne yapacağımı bilemem. Kutlasam mı, sevinsem mi, şaşırsam mı, ağlasam mı kararsız kalırım. Yaşlanırım. Yaşlandığım içinde doğduğum günü sevmem.
Bu sene doğum günümde bir sürü telefon aldım. Ne çok sevenim varmış ben de şaşırdım doğrusu. Hediyeler de cabası. Ama sorarsanız nasıldı diye, tek diyeceğim şey ıssız ada. Evet, evet ıssız bir adaya gitmek benim için harikulade bir hediye olabilirdi.

1 Haziran 2008 Pazar

Margot Tenenbaum


I always wanted to be a Tenenbaum, but maybe I'm one of them...

goodbye ruby tuesday...



she would never say where she came fromyesterady don't matter if it's gonewhile the sun is bright orin the darkest nightno one knowsshe comes and gogoodbye ruby tuesday, who could hang a name on you?when you change with ev'ry new daystill i'm gonna miss you don't question why she needs to be so freeshe'll tell you it's the only way to beshe just can't be chained to alife where nothing's gained and nothing's lost at such a costgoodbye ruby tuesday, who could hang a name on you?when you change ev'ry new daystill i'm gonna miss you "there's no time to lose"i heard her saycatch your dreams before they slip awaydying all the timelose your dreams and you will lose your mindain't life unkind?goodbye ruby tuesday, who could hang a name on you?when you change ev'ry new daystill i'm gonna miss you