9 Eylül 2009 Çarşamba

kısa ve öz

zaman dediğin ne tuhaf şeymiş, ne de hızlı geçermiş bazen, yetişmeye çalışır da yetişemezmişsin, hafıza denilen zamandan da tuhafmış, unuturmuş insan asla unutamam dediği şeyleri, hatırlamak isteyip geri dönmeye çalıştıkça kaybolurmuş hatıralar arasında, hayret edermiş yaşadıklarına sanki o değilmiş gibi. insan ne çok karışabilirmiş bazen, anlamaya çalışıp anlayamaz anlamlandırmaya çabaladıkça karışırmış.

yazmayalı gene olmuş, neler olmuş neler bitmiş peki bu zaman içinde. çok şey, pek çok şey. sevinmişim, kızmışım, gülmüşüm, hatta ağlamışım. ama yine de doya doya yaşamışım hayatı bu süre içinde.

her şeyin bir nedeni varmış ve de bazı soruların cevapları ben hazır olmadıkça gelmezmiş tekrar tekrar öğrenmişim bunları. denizin suyu bazen çok soğuk olabilirmiş, güneş gölgede de yakabilirmiş, insan insana benzeyebilirmiş, bazı şeyler eskisi gibi can yakmayabilirmiş. hikayeler aynı ama anlatanlar farklı olabilirmiş. her göz farklı görüp, her kulak farklı duyabilirmiş.

büyü bozulurmuş bazen, bazen korkarmış insan bir daha ya olmazsa diye, ama dönüp bakmasını öğrenmek gerekirmiş her şeyden önce.

ağustosun 25'inde yazmışım en son bloguma. neler oldu peki, ne değişti, zaman hep aynı dediğim zamanlarda bile değişirmiş aslında bazı şeyler bunu öğrendim ben.

işten ayrılalı bir ay olmuş, oturamamışım popomun üzerine. oraya gitmişim, buraya gitmişim. kuş misali uçmuşum. bir durduğum yerde bir saatten fazla duramamışım. uçmak istemişim yükseğe, en yükseğe.

bir gün hiç bilmediğim birinin mesajına uyanmışım, aynadaki yansımanın. mutlu olmuşum bilmediklerim görmediklerim tanımadıklarım "beni" okudukça kendinden bir parça bulmalarına. istiklal caddesinde adımın geçtiği kitabı kalbimin üzerinde tutarken yağmaya başlayan yağmura gülümsemişim, bir de üstüne üstlük en sevdiğim oyuncuyu görmüşüm :)

karanlıktan çıkmaya başlamışım yavaş yavaş, karışsa da aklım, duygularım, eskisi gibi olmaya izin yok. ne de olsa bir kez geldim bu dünyaya.

yapmamı bekleyen çooook şey var daha.

hayat kısa.

kısa ve öz.

ama güzel.

4 yorum:

zeynep dedi ki...

:)) o kitabın adı lazım bana :)

çok tebrik ederim seni, daha nicelerine!

edie finnerty dedi ki...

:))

bazen kızsam da artık kısa sürüyor kızmalarım, hemen kendime "kendine gel" diyebiliyorum.

teşekkür ederim canım, görüşelim bir ara :)

bLiNd FoLd dedi ki...

büyüyor muyuz biz? Yoksa akıllanıyor muyuz? Yoksa hala aynı aptallıktayızda hayat da mı aptallaştı küresel ısınma, muson yağmuru, deodorant gazı derken ?
Amannnn boşver! Ne olduysa oldu :)))
Süper bu hayat yaaaa... Salı gününden beri donuma kadar çamur içinde olmama, kalp kırıklarımı toparlarken kan kayıplarıma, sinirlerime, sakinliklerime, hepsine hepsine rağmen :)
Lalalalallaaaa
Harika anlatmışssın, çok gaza geldim :D :D

edie finnerty dedi ki...

büyüyoruz galiba ya, bak dün bi ara ay dedim gideyim bir ıssız adaya kalayım orada, nasıl yaparım nasıl bir yol lazım dedim, sonra ayh dedim kızamam, öğrenmem gereken bişey var demek ki böyle :)

blindfold in the lala land :)

güzel olsun hayat ya, her şey öğrenmemiz için.

lesson learned and the wheels keep turning :)