1 Temmuz 2009 Çarşamba

Ne Sihirdir Ne Keramet Secret'ta Marifet!

2007 yılının Nisan ayında büyük kitapçılardan önünden geçerken rastgelmiştim ona. Vitrinde öyle üst üste dizilmiş duruyordu, geçtim gittim umursamadım. Ertesi gün o zamanki iş arkadaşımın elindeydi. Öğlen yemeğinde okumalısın bence oldukça değişik demişti, gülüp geçmiştim. Birkaç gün sonra bindiğim dolmuşta yanına oturduğum kadının elinde de görünce yok artık yahu dedim, neler oleyor yareppi! Yanımda oturan kadın İstanbul trafiğinde yanından geçen araçlara küfrü basan şoföre "ay lütfen sakin olun, pozitif olalım, negatif enerjinizi bize de yansıtıyorsunuz sinirinizle" diyince, eyeh eytere bea diyip dolmuştan inip ilk kitapçıya girdim ve ben de aldım onu. Bahsettiğim kitap Secret yani çekim yasası. Üzerinde kocaman bir mühür var, sanki çok önemli bir sırrı ele geçirmişiz de ilk vakif olan sizmişsiniz havası verilmek istenmiş. Neyse mührü açtım, kalbim pırpır heyecan dorukta, kolay mı insanlığın sırrına vakif olacağım! Kitabı okudukça ne anlatmak istediğini anladım, ananemin her zaman dediği şeyi anlatıyordu "iyi şey de iyi şey olsun evladım" olayını yani.

Pozitif düşünmenin önemini ve inceliklerini anlatan kitap bize her daim olumlu olmamızı, olumsuz düşüncelerin dönüp dolaşıp bizi bulduğunu sonra da popomuzdan vurduğunu bunun olmaması için de düşüncemizi değiştirmemiz gerektiğini, eğer olumlu düşünürsek enerjimizi yükseltebileceğimizi ve çok istediğimiz bir şeyi hatta çok şeyi elde edebileceğimizi söylüyor. Aslına bakarsanız biraz doğru, yani negatifin negatifi getirdiği, pozitif başlamanın her zaman daha iyi sonuçlar verdiği, bir şeyi çok isteyince ama gerçekten çok isteyince olduğu doğru. Mesela ben E. ile birlikte olmak için kendimi yırtıyordum, çoook istiyordum ama gerçekten çok istiyordum, sonra bir işim olmasını istiyordum, ne oldu peki oldu, ikisi de oldu heh sonuçlara bakarsak iş o kadar ahım şahım değil ama iş sonuçta, girdim mi girdim, peki ya e. oldu mu oldu, adam bana sabahın köründe telefon açıp aşkımdan ölüyorum edie demedi mi dedi gerçi sonra yalançının önde gideni olduğunu öğrendik ama duyduk mu ağzından duyduk- bu duyduk mu gördük mü oldu mu olayını da pek sevdim, tv programlarında yaparlar ya böyle hazır mıyızz hazırızz gibi oldu he :P- neyse istediğim şeyler oldu yani, uzun lafın kısası bu. ben kitabı okuduktan sonra pek sallamamıştım ama e. ile tanışmam- çok abuk bi tanışma onu başka zaman anlatırım, bir ara hatırlatın ama- işe girmem, öykümün yayınlanacak olması filan benim isteğimle oldu.

geçen b ile konuşuyoruz- b benim komik bir arkadaşım, fal manyağıdır kendisi, 7/24 fal baktırabilir, o da öyle biri seviyorum napiim- bana demez mi senin bu halet-i ruhiyenin tırtlama nedeni de sensin aslında diye. Hani be ordan dedim, ben mi yarattımm kaderin böylesini ben mi yarattım diye şarkıya girdim hemen, hayır dedi geyiği bırak dostum, sen yarattın çünkü hatırlarsan tertipten ayrılmak isteyen ama bunu yapamayan sendin, bunu çok istiyordun sonuçta o seni bıraktı, sonra tertibin kesin sevgili var kesin var ya diye söylenip duruyordun aha öğrendin işte varmış biri dedi- evet sevgili blog okurlarım tertip öküzünün sanatsal öküzümüzün hayatında biri varmış, allam nası sevdim ben bir öküzü ya, hayvanları koruma derneğine mi yazılsam acaba, daha hayırlı olur- yani edie dedi sen çağırdın bütün bunları. önce hadi canım dedi, yok öle bişey ama sonra durdum sustum düşündüm vallahi de doğru ben öyle söylenip öyle olumsuz öyle emin konuştum ki oldu yani. Ben bunları düşünürken çantasından bir kitap çıkardı, bu sefer başka bir yazarın çekim yasası kitabı. Verdi elime okuyacaksın bunu dedi.

Evet sevgili blogum b'nin elime tutuşturduğu kitabı okumaya başladım, napabilirim elime kullanım kılavuzu verseniz onu bile okuyorum, çok sıkıcı bunaltıcı olmadığı müddetçe de hayatta bitirmeden bırakmam. Bir yandan Salinger okuyorum diğer yandan Çekim Yasası. Sonra da oturup halime gülüyorum. Ama işin salak tarafı bu b.'nin verdiği kitap Secret'tan iyi.

Şimdi okudukça düşünmeye başladım gene, madem bazı şeyleri ben çekiyorum hayatıma, bu sefer çok şahane bir şey istiyorum.


Ahanda aşağıda boynu bükük adamı istiyorum. Evren bana bu adamın aynısı bul! Emir!

7 yorum:

absalom dedi ki...

edie ben inanıyorum bu çekim yasasına...

çok istersen birşeyi evren sana istediğini verir...
ama tabi oğlan resmi koyup ben bunu istiyorum dersen verir mi?
o kadarını okumadım :))

ben de winona ryder ın resmini koyup çok istedim ama vermedi alçak evren :))

b yi hatırlaticiz efenim.

:)

edie finnerty dedi ki...

:)))

ya aslında evet absalom çok istersen oluyor yani. ya ben bu oğlana benzeyen birini istiyorum, ahanda böyle olsun bu oğlan gibim baksın, yüzü gözü saçı buna benzesin, yoksam nerden gelcek bana bu oğlan :)) benzeri olsun yani :))

sen de sabah akşam bak winona'ya :))

KONTES ZOYA OSSUPOV dedi ki...

ehe sitop
b benim sitop
evren cini istediklerinizi gerçekleştiriyor sitop

edie finnerty dedi ki...

hahah
absolum b geldi bak çekim yasası uzmanı pirefesör b :)

iyi ki verdin o kitabı bana arım balım peteğim. bir uzman oldum adete :) çekip çekip duruyorum :))

KONTES ZOYA OSSUPOV dedi ki...

hayır o değilde ben "sue ellen " değilim.

KONTES ZOYA OSSUPOV dedi ki...

sevgili absolom bende de bir dallas mevzusu aldı başını gidiyor çekim yasasını çekiştiriyorumm he-man gölgelerin gücü adına şeklinde dolanıyoruz işte kör vede topal sanırım.
ancak velakin winonada seni isterse ancak olabilirmiş ilişkiler kısmı kolay değil o işlere frekansa göre bakıyor bu lamba cini..

edie finnerty dedi ki...

hepimiz ceyarız, hepimiz sue ellen'ız :)

of tamam sustum ve gittim :)