Evet farkındayım gene uzun zamandır yazmadım, yazamadım demek daha doğru olur gerçi ama neyse.
Ocak ayı bir gürültüyle, harala güreleyle, koştur koşturla geçti. Zira papatyam evlendi. Ne zor şeymiş arkadaşım evlilik, düğün ayrı nikah ayrı dert. Hele hele gelin kaprisi, 1000 Pms'liye bedel. "Yok gelinlik öyle olmaz, yok saçım çok kabardı, yok bu seferdüştü, makyajım abartı oldu, ay bu şimdi de çok hafif, bu gelinlikle yürünmüyor" bunlar sadece bir kaçı. İnsan sevdiklerinin hatırına çiğ tavuk yermiş ya, ben de o hesap ömrü hayatım boyunca giymediğim ve giymeyeceğim yükseklikte bir topuklu ayakkabı giydim, günün sonunda ayakkabılarla ayaklarımı da çıkartmak istedim ama olmuyormuş.
Ocak ayının koşturmasından bir şey anlamadan Şubat geldi. Çok da güzel bir misafirle. Şimdi hepiniz diyeceksiniz ki evet kar yağdı, benim misafirim soğuktan gelen grip.
Tam oy tamam koşturma bitti, şimdi biraz bir şeyler yaparım diyordum ki grip oldum.
Sevmiyorum seni grip, soğuk hava seni hiç sevmiyorum zaten!
Ha şimdi bunları niye yazdım, ne bileyim ben!
Burdayım diye yazdım sanırım, yıkılmadım ayaktayım!